12.5.12

İlk Adam

Yalnızca varlıklarıyla dünyayı doğrulayan, yaşamımıza yardım eden insanlar vardır.

Yalnız bazı bazı sevginize karşılık vermeyi bilemediğim için bağışlayın beni.

Hem sonra, katlanabilmek için fazla iyi anımsamamak gerekir.

Hiç istemeden, yalnızca her biri öteki için, içinde yaşadıkları yoksulluk dolu ve acımasız zorunluluğun temsilcisi olduğundan kötülük ederlerdi birbirlerine.

En azla yetinerek yaşamı sürdürüyorlardı, sıkıntı içinde değillerdi artık, ama alışkanlık yerleşmişti, hem de yaşam karşısında boun eğmiş bir kuşkuları vardı, dirimsel bir biçimde seviyorlardı yaşamı, ama düzenli olarak, hiç geliyorum demeden yıkım doğurduğunu da deneyimleriyle biliyorlardı.

(...)bundan böyle yardımsız öğrenip anlaması, yardımına koşan tek adamın yardımı olmadan adam olması, kısacası, en yüksek fiyatı ödeyerek, kendi başına büyüyüp yetişmesi gerekiyordu.

Bizim kadar salak ve kaba, ama aynı insan kanı. Biraz daha öldüreceğiz birbirimizi, birbirimizin taşaklarını kesecek, birbirimize biraz daha işkence edeceğiz. Sonra gene kendi aramızda yaşamaya başlayacağız. Memleket böyle istiyor.

Bir çocuk kendi başına hiçbir şey değildir, büyükleri temsil eder onu, onlarla tanımlanır...

(...)oysa vatan kavramı Jacques için anlamdan yoksundu, Fransız olduğunu, bunun bir takım görevler getirdiğini bilirdi, ama onun için Fransa kendinden olduğunu söylediğimiz ve bazı bazı bizi kendine isteyen bir yokluktu, ama, şu evinin dışında sözünü duyduğu Tanrı, görünüşe bakılırsa iyilik ve kötülüklerin yüce dağıtıcısı olan, dışardan etkilenemeyen, oysa insanların yazgısını bildiği gibi yönlendiren Tanrı gibi yapardı biraz bunu-

Daha sonra, insanların hukuka saygı gösterir gibi yaptıklarını ama yalnızca gücün önünde eğildiklerini...

(...)bir ilkokul öğretmeni daha çok babaya yakındır, nerdeyse tümden yerini tutar onun, onun gibi kaçınılmazdır, zorunluluğun bir parçasıdır. Öyleyse kendisini sevip sevmeme sorunu gerçekten atılmaz ortaya. Çoğu kez sevilir, çünkü insan kesinlikle ona bağlıdır. Ama çocuk bir de sevmeyecek ya da az sevecek olursa, bağımlılık ve zorunluluk gene de kalır, bunlar da biraz aşkı andırır.

Bulanık bir biçimde insanın sevdiklerine temel konuda yalan söyleyemeyeceğini, çünkü bu durumda artık onlarla yaşayamayacağını, onları sevemeyeceğini sezmekteydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder