30.9.10

[ollala] alexander supertramp

''...Onları üniversitenin ana giriş kapısının önünde dururlarken görüyorum. Babamı toprak rengi kefeki taşından kemerin altında gezinirken kırmızı tuğlaların, kıvrık kan yuvarları gibi kafasının ardında parıldadığını görüyorum. Annemi, hafif bir kaç kitabı kalça hizasında vaziyette minik tuğlalardan örülmüş sütunun yanında, arkasındaki dövme çelik kapılar hala açıkken, kılıçtan uçları bir mayıs gününde gökyüzünü delerken görüyorum
Mezun olmak üzereler.
Evlenmek üzereler.
İkisi de çocuk.
İkisi de ahmak.
Tek bildikleri masum oldukları ve asla kimseyi incitemeyecekleri...


Onlara doğru gidip,
şöyle demek istiyorum;
''Durun, bunu yapmayın,
o yanlış kadın,
o yanlış erkek...
asla tahmin edemeyeceğiniz şeyler yapacaksınız,
çocuklara kötülük yapacaksınız,
haberdar olmadığınız biçimlerde acılar çekeceksiniz
ölmeyi dileyeceksiniz...''

Mayıs sonlarının güneşi altında yanlarına gidip bunları söylemek istiyorum
ama bunu yapmıyorum
yaşamak istiyorum

Onları dişi ve erkek kağıt bebekler gibi havaya kaldırıp
iki çakıl taşı gibi kıvılcım çıkartmak istercesine kalça hizasından birbirine vuruyorum.
ve diyorum ki,
''ne yapacaksınız yapın...
ben de bunları anlatacağım''


...demiş hakikatli büyükler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder