23.6.10

ilhan selçuk'a açık mektup

Şeker arkadaşlarımdan biri senin cenazen nedeniyle yarınki buluşmamızın rötar yaptığını söylediğinde şaşırmadım. Şaşırmam öfkelenmemdendi. İnsanlara epey yüksekten baktığın o 'pencere'ni tanıyordum az buçuk ne de olsa. Mesala seçimlerden önce koalisyon diye basbas bağıran gazetenin iç sayfalarında ''Dün bana işkence etmiş olanlarla bugün el ele vermeyi yurtseverliğin doğal ve sade gereği sayıyorum'' demen nasıl bi zihniyetti merhum bey hakkaten merak ediyorum. Ya Hrant'ın cenazesindeki müthiş yürüyüş sonrası ''Gelin şu Türk yurttaşlığında birleşelim de şu çılgın Türkler'i yeniden çılgınlaştırmayalım'' diye mırıl mırıl tehdit etmelerin unutulur mu sanıyosun... O zaman bu arkadaşlık kavramı nasıl bir şeydir muhterem. Pencereyi aralayıp söyleyiverseydin bi keşkem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder